657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu ve İş Güvencesi

Gürkan KAYA

15 Temmuz FETÖ/PDY’nin hain darbe girişiminin ardından, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’ndaki değişiklerle ilgili çalışmalar yeniden gündeme gelmiştir. Enerji Bir-Sen ailesi olarak 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun dokunulmaz bir tabu olduğunu kabul etmemiz imkânsızdır. Türkiye’nin demokratik ve sosyal gelişimindeki entegrasyonu sağlayacak bir biçimde, yukarıda bahsi geçen kanununda modern koşullara uygun olarak yeniden dizayn edilmesi sendikamızın temel ilkeleri arasındadır.

657 Sayılı Devlet Memurları Kanununda düzenlenmesi ve pozitif anlamda geliştirilmesi gereken birçok kanun maddesi için yeni teklifler sunup katkı sağlamak sendikaların asli görevleri arasında yer almaktadır. Öyle ki; Memur-Sen ailesi olarak kamu çalışanlarının çalışma şartlarının ıslahı, ekonomik ve sosyal haklarının yanı sıra birçok özlük haklarının da iyileştirilmesi çabası içerisinde olduğumuz açıktır. Lâkin, Konfederasyon Genel Başkanımız  Sayın Ali Yalçın’ ın da birçok açıklamasında vurguladığı gibi; İş güvencesinin esnetilmesi ya da kaldırılması ile ilgili herhangi bir girişim, sendikamızın 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’ndaki değişiklerle ilgili temel kırmızı çizgisidir.

Çünkü tüm kamu çalışanlarını kapsayacak bir güvence terkinin, tüm haller için kolaylaştırılması gibi bir düşüncenin, sayısız haksız davranışa neden olabileceği gibi, çalışanların gelişimlerini engelleyerek dirayet ve liyakatlerini de kullanılamaz hale getirecektir. Ayrıca kamu çalışanlarını, gücün tarafına yönlendirerek tek taraflı bir hâkimiyet yüklemesi ile kişisel düşünce yapısını yok edecektir. Kamu çalışanlarının, amirleri ya da oluşturulacak sivil bir kurul tarafından iş akdinin sonlandırılması konusu, kanun, hukuk ve muhakeme dışında keyfiyet akışına bırakılacak bir konu asla olmamalı ve kesinlikle desteklenmemelidir.

657 sayılı kanunun 125. Maddesinin E bendinde; “Devlet memurluğundan çıkarma; bir daha devlet memurluğuna atanmamak üzere memurluktan çıkarmaktır” şeklinde tanımlanmış ve ardından devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller sıralanmıştır. Bu kanun detaylı olarak incelendiğinde; siyasi parti üyeliği, 5816 sayılı kanuna aykırılık ve olağanüstü haller dışında, genel bağlamda bir kamu çalışanının, görev yaptığı kamusal alan ve kamusal görevler ile ilgili suçlardan dolayı görevlene son verilebilmektedir.

** Kamu çalışanlarının iş güvencesinin kaldırılmasını destekleyen görüşün en büyük argümanlarından bir tanesi, çalışanların iş güvencesi nedeniyle yeterli verimin sağlanamamasıdır. Fakat burada unutulmaması gereken nokta bir çalışanı en yüksek verimle kullanabilmesi kanuni düzenlemelerle değil, liyakat sahibi, çalışanlarını tanıyan ve çalışmayı seven yöneticilerle ilişkilidir.

*** Bir diğer argüman ise; kamu çalışanlarının iş güvencesinin kaldırılması isteğindeki temel sebebin, terör örgütü üyeliği veya sempatizanlarının kamu görevlerine son verilmesine ilişkin olduğudur. Terör örgütleri ile bağlantılı kişilerin, kamu görevlerinden uzaklaştırılması konusu, yıllardır terör illeti ile mücadele eden ülkemiz için elbette doğru bir adımdır. Ancak bu adım yalnızca terör örgütü üyeleri ve doğrudan ya da dolaylı olarak destekçilerini kapsayacak şekilde devlet memurları kanununun 125. Maddesinin E bendine eklenecek bir fıkra ile kolay bir şekilde halledilebilir. Böyle bir değişiklikte dikkat edilmesi gereken en önemli husus, suç şüphesi bulunan kişilerin herhangi bir idari amirin tek elinde olmaması ve sanıkların adil yargılama ile hukuksal sürecin işlemesinin önünün tam açılmasından geçmektedir. Bu şekilde yapılacak bir düzenleme ile hem kamu çalışanlarının iş güvencesi kaldırılmamış hem de kamu müesseseleri terör mensuplarından temizlenmiş olacaktır.

Enerji Bir-Sen ailesi adına; 15 Temmuz hain FETÖ/PDY darbe girişimini şiddetle lanetliyor, kahraman şehitlerimize Allah’ tan Rahmet ve yakınlarına da başsağlığı diliyorum.

 

Benzer İçerikler